17 Haziran 2012 Pazar

Hiyokoi - Sevimli Bir Aşk Hikayesi



Hiyokoi adlı bu şeker mi şeker anime filmi izledim, tabi kesmedi beni mangasına da daldım  ^^


Anime Yorumu:

Bence anime çok, çok kısa olmuş. Bu hikayeden en azından 12 bölümlük bir anime yapabilirlerdi. Ama konu Shojo anime olunca nedense bu Japonlar garip hallere giriyorlar, artık alıştım buna :(
İlk cildin ilk bölümü ile yapılmış bir anime ve olaylar başlamadan bitiyor desem yeridir.
Ama her halükarda çok sevimliydi, izlemenizi tavsiye ederim yani.


Tanıtım:



Hiyori Nishiyama geçirdiği bir kaza yüzünden bir yıldır gidemediği liseye geri döner. Hiyori 1.40 boyundadır ve orta okul çocuğu gibi görünmektedir. Aşırı derecede utangaç olan Hiyori ilk günden itibaren kendisinin tam aksi olan Yuushin Hirose'den etkilenmeye başlar. Yuushin Hirose 1.90 boyundadır ve aralarındaki fark okulun dilinde gezmektedir.



                                               
Hiyori Nishiyama, 
Bence çok sevimli bir karakterdi, genelde bu tip kız karakterleri hiç sevmem ama bu defa farklı oldu. Küçük civcivime kıyamadım galiba :D
Bayağı ağlak bir karakter, içindekileri dile dökme konusunda çok yol kat etmesi lazım, ama akıl küpü olduğu kesin ilk günden Hirose'ye göz koyduğuna göre ;)



Yuushin Hirose,
Okulun popüler çocuğu, neşe küpü. Daha önce kimse ile çıkmamış (adamım, kızı beklemiş resmen :D )
Hiyori'yi cesaretlendirip, arkadaş edinmesine çok yardımcı oldu. 4 ve 5. cilt boyunca kendisine İbrahim Tatlıses'in "Aşıksııınnn, aşıksııınnn, sen aşıksın arkadaşşş"  şarkısını söyleyip durdum :D
Bu kadar büyük bir boy farkını hiç umursamaması da çok hoşuma gitti.
Unutmadan animede Hirose'yi seslendiren kişi D.Gray-Man'de de en sevdiğim karakter Lavi'yi seslendiriyor düşünün akıttığım salyaları -hıhahaha-






Nakano Ritsuka "Ricchan",
Hiyori'nin anaokulundan beri arkadaşı, yanında rahat olaildiği tek insan. Gerçek dost *böhüü duygu seli bastı*
Sevimli bir karakter, özellikle o gözetleme olaylarında gülmekten öldürdü beni. Kou-kun'la aralarında bir şey olmasını dört gözle bekliyorum. (manga-ka'nın evinin önünde çadır kurdum, eylem yapmaya başladım anca yazar )




Nitobe Kou,
Benim gözümde Ricchan'ın kocası :D
Gerçekten bayıldığım bir karakter, kısa boyu dolayısı ile eski sınıfındaki öküzler bunu Hiyori ile işkillendirmiş (dağ-tavşan olayı) ve alay etmişler falan, o yüzden başka Hiyori'ye baya gıcıktı, ama adam ettik kendisini :D
Depresif hallerine bitiyorum, tabi arada attırdığı hakaretler de unutulmaz.




Aizawa Natsuki,
Manyak kız, biraz erkeksi. Hatta buna aşık kızlar falan olmuş ama kendisin o tarakta bezi yok, bir zamanlar süper yakışıklı bir öğretmene aşık olup dilini yakmış üflenerek yencek yoğurt bekliyor.
Küçük ve tatlı şeylere olan sevgisinden dolayı ilk günden itibaren Hiyori'nin koruması kesildi :)




Reina Matsushima,
Düşündüğü her şey ağzında, aşırı enerjik, deli dolu bir kız. Hirose'ye sarkmaktan bir an geri durmaz. Eğlenceli bir karakter işte.



Biraz resim paylaşalım ^^



Bu kısma çok güldüm ya :D
Kou yeminlen söylüyorum benden güzelsin

Favori çiftim <3

                                 



   
Mangayı okurken gerçekten zevk aldım, dün gece yarısı başladım bu gün var olan tüm bölümleri bitirdim *eferim bana*
Çok fazla manga okuyan biri değilimdir buna devam etmeyi planlıyorum, umarım beklediğim şeyler olur da sevinirim *Ricchan ve Kou çıksın lütfeeennn-


Manga hala devam etmekte, 7 cilt verildi. İlk cildin 3 bölümü Yeppuda Manga Grubu tarafından tükçeye çevirildi. Malesef biraz yavaş ilerliyo çevirileri, benim gibi ingilizce okuyacaksanız başlayın yoksa o bekleme safhaları sizi çileden çıkartabilir


Anime Puan Tablosu:

Konu - 8 (Kısaydı kısaaaa)
Çizim - 10
Karakterler - 10
Son - 8 (Bitmedi ulenn devam etceekkk )

Toplam Puan: 8 - İzleyiverin Bea


Manga Puan Tablosu:


Konu - 9
Çizim - 10
Karakterler - 10

Toplam Puan: 9 - Bakkaldan Israrla İsteyiniz







16 Haziran 2012 Cumartesi

You're My Pet - Kapımdaki Köpek Olasın (veya) - İtsin Lan Sen









Yine yıllar yıllar önce Japon drama versiyonuna başlamıştım bunun, gerçi sonra yine yarım kaldı ama (ne kadar çok yarım kalan dizim var be O_O )
Konuya aşina olduğumdan dolayı ister  istemez kıyasladım ikisini.
Japon versiyon drama olduğundan konuya daha hakimdi bence, daha uzun ve detaylı gidiyordu. Evet klasik bi aşk eksikliği vardı ama o filmde de vardı bence.
Birde ben dramadaki kızı sevmiştim o zamanlar. Duygusuz manyak rolunu iyi yapıyordu, filmdeki kız ise daha bi burnu havada karakterde.
Neyse kıyaslamayı bırakıp filme geçelim dimi ;)




Konusu şöyle gidiyor;

Gang In Ho adlı garip velet kalacak yeri olmadığından arkadaşlarına dert yanarken bi tanesi "Gel seni ablamın evine koyayım, zaten erkek kıtlığı çekiyordu yazık ona" der (şaka lan o kadar da değil :D )
Bu arkadaş In Ho'dan altı aylık kirayı alır, In Ho'yu ablasının evine atar ve filmin yarısı boyunca ortalarda görünmez (iyi de eder, abla olsam doğrar ramene katardım bu iti)
Sözü geçen abla ise Ji Eun Yi'dir ve nedense biraz ruhsuz bir insandır, etrafındakiler de akıl küpü
 insanlar olarak buna "illa bi it al, ille de it, ille de it" derler bunun bilinçaltı bu laflar yüzünden kudurur ve kardeşinin dolandırdığı In Ho'ya onun köpeğiymiş gibi davranması şartı ile  o evde yaşayabileceini söyler. Olaylar başlaarrr...




Gelelim karakterlere, In Ho...
Seni evine erkekarkadaş değil de "it" olarak atan akla ne diyeyim ben yaaa...
Tamam saçlar feci kötü, rengi-boyu-bukleleri falan iğrenç ama altta yatan insanı biliyorum ben... o saçların, garip kızsı tavırların altında nasıl bir adam olduğunu biliyorum, gerekirse "Gölgelerin gücü adınaaaaaa. He-Man" diye böğürebilirsin send eo kapasite var Jang, neden illa kızsı rolleri veriyorlar bi anlasammm*iki dakk depresif olup gelcem elleşmeyin*
Dansçı olan In Ho, köpek rolünü bi sever bi sever aklınız şaşar, o yere yatmalar mı olsun, hakkat itmişcesine sırnaşmalar mı olsun, gerçek köpeklerle arkadaşlık etmeler mi olsun :D



Kız ise dediğim gibi başta biraz sıktı beni, bayağı burnu havada görünüyordu. Sonda da çok sevmedim ama naparsın katlancaz mecbur dedim sineye çektim .





Bir karakter var ki değinmeden geçemeyeceğim, Cha-sunbe...
Allah'ın kadınlara gönderdiği bir sınav kendisi... Böyle tipsiz, gudubet, suratında meymenet olmayan adam olurmu yaaaa...
Her ekranda belirdiğinde ağzımın içine kustum valla.. Hele kızı öpmeye kalktı yeminlen kıza acıdım böle adama yakınlaşmak ne demektir...
Hani sırf buna hakaret ederek 3 sayfalık post yazarım yeminlen o yüzden yavaş yavaş yol alıcam... ama bunu Jang'ın karşısına ikinci adam diye koyan akıllıyı bulup bakırköye tıkma isteğimi de söylemeden geçemicem.


Film hakkında uzun uzun yazamıcam artık. Konu belli, karakterler belli, hele japon versiyonu izlemediyseniz eminim benden daha çok zevk alarak izlersiniz. Bi kaç resim ile bitirelim yazıyı ^^






Jang, yalvarırım adam ol lan!


Yat yanıma kuzuummm :D



 Bu resmi çok sevdim ^^



Puan Tablosu:

Konu - 6 (Çok çok da farklı bir konu değil, sapkın karı eve adam atar :D )
Oyuncular - 5 (Bu 5 i Jang'a armağan ediyorum zira filmde başka insan yoktu )
Karakterler - 4 (Sevmedim ulan sizi, varmı  diceniz)
Son - 9 (Eh bi o güzel olsun dimi ama )




Toplam Puan: 5 - İzlenmeden de yaşanır ( Jang fanları yaşayamaz kesin ama neyse :D





15 Haziran 2012 Cuma

Hoobastank - Don't Tell Me




Değişmeye hazır olduğunu söyleme bana.
Bundan sonra farklı olacağını söyleme.
Bunların önemi yok çünkü günün sonunda,
Söylediklerin değil yaptıkların önemli.
EVEEETTTTTTTTTT

Söylediğin şeyler bir gün unutulacak,
Fakat yaptığın şeyler hatırlanacak.
Boş sözler her zaman solar gider,
Tuttuğun sözler ise sonsuza kadar yaşar.

Bizim için işleri düzelteceğini söyleme bana,
Güvenebileceğim biri olduğunu söyleme.
Bunlar bir şey ifade etmiyor çünkü,
Söylediklerin değil yaptıkların önemli.

Hareketlerin senden daha yüksek sesle konuşurlar!

Söylediğin şeyler bir gün unutulacak,
Fakat yaptığın şeyler hatırlanacak.
Boş sözler her zaman solar gider,
Tuttuğun sözler ise sonsuza kadar yaşar.

O yüzden şimdi bana gerçekten de olayı çözdüğünü göster,
Ve gerçekten neyden yapıldığını göster.                                          (kişiliğini gücünü gibi)
Ama eğer bunu yapamıyorsan o zaman sadece çeneni kapamalısın!

Çünkü ne dediğin veya ne yaptığını umursamıyorum.
Bana yaşattığın şeyleri geriye alamazsın.
Hareketlerin senden daha yüksek sesle konuşurlar!

Söylediğin şeyler bir gün unutulacak,
Fakat yaptığın şeyler hatırlanacak.
Boş sözler her zaman solar gider,
Tuttuğun sözler ise sonsuza kadar yaşar.

Söylediğin şeyler bir gün unutulacak,
Fakat yaptığın şeyler hatırlanacak.
Boş sözler her zaman solar gider,
Tuttuğun sözler ise sonsuza kadar yaşar.

Tuttuğun sözler ise sonsuza kadar yaşar
Tuttuğun sözler ise sonsuza kadar yaşar.
Sonsuza kadar…

Chilling Romance - Ürperten Aşk, Dibinizi Düşüren Aşık :D





Geçenlerde tavsiye üzerine izlediğim (tavsiye edilmese de sırf Lee Min Ki var diye izlerdim ya) filmden bahsedelim bakalım.
Ben filmi gerçekten beğendim, konu, oyuncular, efektler falan hep şahaneydi.



                                 

Filmimizin konusuna gelirsek,Gang Yeo Ri geçirdiği bir araba kazasında ölüp geri gelmiş ve bu sayede de ruhları görme yeteneği edinmiş bir kızdır. Ama öyle sevimli hayaletler falan beklemeyin sakın bildiğin ""Halka" tarzı hayaletler görmektedir.
Sadece kendisi değil, ona yakın olan herkes hayaletleri görmektedir dolayısı ile kızımız kimse ile çıkamamaktadır. (Kore'de bir genç kızın başına gelebilecek en büyük dert budur, hayaletler altıma işetti sorun yok, ama sevgili edinemiyorum Allah kahretsin)
Esas oğlan Ma Jo Gu ise bir illizyonisttir ve kalabalığın arasından bizim kızı fark eder (acaba niye, gülmeyip dana dana bakan bi o vardır :D ) derken kızı takip ederken aklına bir fikir gelir ve kızla beraber bu fikri yürülüğe koyup para kazanmaya başlarlar.





                            
Lee Min Ki'nin oynadığı karakteri sevdim, hani o var diye demiorum bunu, cidden sevdim. Korktuğu halde kızı yanlız bırakmaması çok hoşuma gitti.
İlk başta gördüğü hayaletin komşu çocuğu olduğuna inanması gülmekten öldürdü, sonra kızın arkadaşına hakaret edip de kız "ya şimdi seni takip ederse" dediğinde korkup özür dilemesi ayrı bi komediydi zaten.
Kahve içtikleri yerdeki o fantezi ise eminim sadece beni değil bir çok insanı yığmıştır :D




                          
Kıza gelirsek, ahh balım... Kız ben buna kıyamam ki, o kadar tatlı o kadar yanlız görünüyor ki insan dayanamaz.. Ama Kore burası canavar kardeşi dışlamış hemen...
Hani kolay bişey demiyorum da insan ablasını da bu kadar kolay atmaz be!
Arkadaşı ile sadece telefonda görüşmesi, çadırda uyuması (yada uyuyamaması) çok dokundu bana...



Bir kaç resim paylaşalım ^^





Spoiler  Kısmı...

Ah ulan o arkadaş benim olaydı kafasına bi tane geçirir bi daha öldürürdüm. Yeminle gider mezarına köpek çişi dökerdim! Dünya malına bu kadar aşık olunmaz ki resmen gözü açık gitti pislik.
Birde madem istediğin bişi var adam akıllı iste dimi ama, yok illa kızı korkutup altına ettircek, etrafındakilerin hayatı ile oynıcak, kızın hayatının içine edicek... böle arkadaş olmasın daha iyi. Aldın madalyonunu umarım bi tarafın göğe ermiştir!

Son kısım sanki daha iyi olabilirdi, ne bilim uçağa hiç binmeyeydi kız, dayanamayıp koşarak gelmeliydi o konuşmadan sonra. Aman benimde söylendiğim şeye bak Kore filmi izlemişim sonunda kızla çocuk kavuşmuş ben bırbır ediyorum hala, sustum vallaha :D


Puan Tablosu:

Konu - 10  (gerçekten çok beğendim ben, klasik bir konuyu çok farklı işlemişler)
Oyuncular - 10  (Min Ki zaten süper ama kız da muhteşemdi)
Karakterler - 10 (Hepsi birer yavrum oldu, böğrüme bastım onları)
Son - 9 (Gıcıklık olsun :D )




Toplam Puan: 9 - bakkaldan ısrarla isteyiniz




Nodame Cantabile - Dikkat Kanser Yapabilir






Yıllar, yıllar önce başladığım 1 buçuk bölüm izleyip "sonra izlerim ya hu" diyerek bir kenara attığım Nodame'yi sonunda dün izledim.
İnsan Kore dizilerine alışınca Japon dizileri yavan kalıyor galiba... konu her ne kadar güzel olsa da "AŞK" yoksunluğundan öldüm ölecektim vallaha.
Koskoca 11 bölüm, nasıl olurda yakınlaşma olmaz, bir duygusal mod olmaz, ne bilim bi "senden hoşlanıyorum" olmaz...













Esas erkek Chiaki, muhteşem bir karakterdi. Biraz kendini beğenmiş olsa da hakkı vardı yani, bende olsam ben de beğenirdim :D
Asabi, temiz, becerikli,yetenekli... ee Nodame bunun peşinde koşmasın da kimin peşinde koşsun dimi ama ;)
Zavallım nerde Nodame gibi bi yetenekli ama garip çalan biri hep bunu buldu, bu da çoban gibi onları güttü, eğitti adam etti falan.
Oyuncuyu oldum olası çok beğeniyorum zaten, çok havalı ve yakışıklı biri ;) Chiaki rolüne de cuk diye oturmuş.






Kız da çok şeker ve güzeldi. Nodame karakteri biraz uçlarda bir karakter dolayısı ile başkası bu rolün altından kalkamazdı bence. O dudak büzmeler, garip bir şekilde piyano çalmalar, dayak yiyip havada uçmalar herkese gitmezdi.
Piyano çalışını çok beğendim ben, hani anladığımdan değil zaten de ne bilim böle hızlı tempoları severim, bu deli de benim istediğim gibi çalıyordu.






Mine'yi oynayan çocuğu daha önce "Voice" adlı dizide izlemiştim orda da sevmiştim bu kepçüğü, burda ise ilk başta sarı saçları biraz gözüme batsa da hemen alışıp böğrüme bastım.
Orkestra sorumlusu olduğunda çok hoşuma gitti baya galeyana getirdi milleti be... hele onun fikri olan o kemanı havaya dikmeler, violini döndürmeler muhteşemdi bence
Zaten Chiaki'nin tersine 2 dakikada kızı kaptı ve otele attı ya daha ne olsun *ahahahahahaha*




Kemancı kızımız Kiyora ise bayağı güzeldi ya, ben çok beğendim.. Bir ara korktum bi Chiaki'den hoşlanacak diye ama öyle hatalara  düşmedi ve bende ödül olarak Mine ile düğünlerinin parasını karşılamaya karar verdim :D



Bıyıklı tosbağa Masumi, baştan sonra sinir etti beni, adamsan adam gibi davran. Ne o öyle "Chiaki-sama" diye ortalarda dolanmalar, yok kız elbiseleri giymeler... Hayır elbiseyi giydin bari o dümbük bıyığını kes dimi? Yokkkk onlar alemeti farikası beyhanımımızın!
Bir tek daha sonra gelen topidikten Chiaki'yi koruması hoşuma gitti zira o topidiğe eskiden gelen bir garezim var (Hana-Kimi de Nanba-sempai'nin namusu gidiyordu onun yüzünden yetmedi Chiaki'ye göz dikti ibik)




Eski sevgili ise o kadar gereksiz bir insan ki silgi verseler de yeryüzünden silsem. "Yada moooo" gibi anime dili ile konuşup şeker kız candy havalarında gezmesi, ceketin üstünde bile eksik etmeden koluna doladığı şalları, opera söylerken en korkunç filmlerde başrol oynayabilcek kadar vahşet içeren suratı... ve daha neler neler vardı bu kızda.




Öğretmenlerden Edou yu sevdim, manyak herifti yaa.. elinde sopası geziniyo :D
Kız için çok uğraştı, evinde aldı çalıştırdı, yarışmaya soktu daha napsın bea..
Biraz "Daisy" deki adama benzettim ben bilmem başka kimse benzettimi acep??
Bir daha baktım da valla ha da benziiyorlar.. Üstteki Japon amca alttaki Jung Wo Sung O_O




Ve son olarak da Strezemann... benim deyimimle Stresman! Her gördüğümde "King 2 Heart" deki Lee Seung Gi gibi elimi başıma götürüp "Ahh stresss" diyesim geldi yeminlen.
Ya bi insan gençken alman ve uzun boylu olup da yaşlanınca nasıl bir japona dönüşebilir :D
Hani nedir işin parasında mısınız? Bi Alamancık kandıramadınız mı? Zaten saçlar beyaz bukleli, ten kapkara, konuşması desen adamı katil eder nasıl sevim ben bu karakteri???

Bir kaç güzel sahnenin resimlerini paylaşam bari :D
















Neyse toparlayıp park edecek olursak eğer, dizi iyiydi amma velakin tavsiye falan etmem ben, kanser olursunuz gibime geliyor.. Boş verin bi ton güzel dizi varken gerek yok derim.
Hee ama izleyecek dizim kalmadı kii derseniz o vakit izleyin ;)



Puan Tablosu;

Konu - 8 (müzik, müzik nereye kadar anacım)
Karakterler  - 7 (baya gıcık olunası karakterler de var)
Oyuncular - 9  (sırf alman bozuntusu stresmandan dolayı)
Son - 7  (ikinci sezonu olmasa bunu da vermezdim de)

Toplam Puan;  6 puan - hoş ama boştu

13 Haziran 2012 Çarşamba

Wild Romance - 2012 nin en güzel dizilerinden biri

Hiç abartmıyorum bu seneki dizilerden bir bu birde Rooftop Prince gönlümü çaldı. Daha ilerisini gözüm çok görmez :D
Komedi ve romantizmi birleştirip sonra içine etmeyecek bir dizi arayışı içindeyken bulduğum Wild Romance beni benden aldı sonra da götürüp karşı komşuya bıraktı (buzzzzz gibi espiri isteyen nihahahahaahahah)
Ufak bi tanıtım yaparsak dizi kısaca böyle...



Beyzbol oyuncusu Park Moo Yeol bir akşam gittiği karaoke barda esas kızımız olan Yu Eun Jae tarafından yere fırlatılır (suç tamamen Eun Jae'nin babasınındır) bu sırada bu olayı kameraya çekmiş bulunan bir eleman hiç geri kalmaz ve videoyu nete koyar.
Zaten bir sürü anti fanı olan Moo Yeol zor durumda kalır, bir bayan ile kavga ettiği haberi tüm Kore'yi sallar da sallar. Eun Jae de zor durumdadır zira daha önce de bir işinde liseli bir kızın kolu onun yüzünden kırılmıştır ve patron çok sinirlidir (kesin o liseli kızın kabahatidir, çıtkırıldım millet)
Eun Jae'nin patronu ve Moo Yeol'un menajeri anlaşırlar ve bir basın açıklaması ile Eun Jae'nin aslında Moo Yeol'un koruması olduğunu ve o sırada ona kendini savunmayı öğrettiğini kesinlikle kavga etmediklerini açıklarlar. Dolayısı ile birbirinden nefret eden bu ikili bir süre boyunca dib dibe çalışmak zorunbda kalırlar. Tabi Eun Jae'nin Moo Yeol'un oynadığı Dreamers takımını tutmayıp rakip takım Red Seagles'in fanatiği olduğu gerçeği ise olaylara tuz biber olmaya devam edecektir.





Lee Dong Wook'u zaten çok severdim bu rol ise ona o kadar yakışmış ki, hani oyunculuğu ile ilgili şüphem yoktu ama olsaydı bile kesinlikle zerresi kalmazdı. My Girl'deki o düşünceli adam Gong Chan gitmiş; gıcık, hafif bencil, kızla inat mı inat giden bir adam gelmiş... gerçi aşık olduğu anda yine değişip Gong Chan misali köpek oldu ya neyse :)
Ben mimiklerine bittim doğrusu, mesela 9. bölümde bunun takım arkadaşlarından birinin Eun Jae'den hoşlandığı ortaya çıkıyor ve o konuşmadaki halleri beni öldürdü, hele hele kızın kahkahasını taklit etmesi... müthişti!



Gelelim benim bi taneme Eun Jae'me... Kız, erkek olsam anamı yollar istetirdim seni :D
Lee Si Yeong'u ilk defa bu dizide izledim ve kendisine bayıldım. Beğendiğim çok fazla kadın oyuncu yoktur benim ama Emrah gibi "Sevdim mi tam severim, sildim mi bir kalemde" tarzı bir insanım :D
Kızın oyunculuğu  "rezil olsam da umrumda değil ben işimi yaparım" tavrında ve ben bu tip insanları çok severim. Bazıları resmen her an kameraya poz veriyor ve beni çıldırtıyor ama Si Yeong öyle değil dolayısı ile sen sen ol canımı ye bacım <3

Kahkahalarına bittim, bir yerde alışveriş merkezinde Moo Yeol'un eski sevgilisi "ah ayıcık" havaları ile şirin tavırlar yapınca bıu da "ah çatal" diyerek onunla dalga geçti ya öldürdü beni.



Gel gelelim dizimizin sapık ve deli kızına :D
Fantazileri, sapık kitapları, menajer Kim'e gördüğü anda yapışması ve daha bir sürü deliliği ile her birimizin gönlünü kazanmış bir karakter oldu Kim Dong Ah ^^
Kütüphanesi çok hoşuma gitti valla, keşke bende de olsa *ühüü ühüü*


Menajer Kim Tae Han, diğer bir deyişle demir adam ;)
Bizim deliyi ondan başkası taşıyamazdı zaten, o kadar tatlı bir çift oldular ki ^^
Şahsen ben Tae Han'ın kızı bu kadar seveceğini düşünmemiştim, Dong Ah yaralandığınd ao koşuş, barmene mendil fırlatış falan beklemediğim hareketlerdir. (bu arada sahi, o mendil neydi lan? Koca adamsın kavga etmeyi bilmiyon mu, iki yumruk çakamadın mı?)
Dong Ah son bölümde Hangbok giyip geldi ya beni benden aldı. Hayır giy de dışarda olurmu be kuzum adamı eve çağır dimi ama *şeytani gülüş*

"  Tae Han - Neden öyle dik dik bakıyorsun?
Don Ah - Çay güzel olmuş mu?
Tae Han - Evet, çok lezzetli.
Dong Ah - Ohh, rahatladım. Son kullanma tarihi 3 ay önceydi de.



 


Abi ve karıısını es geçicem iki gereksiz karakter, olsalar ne olur olmasalar ne olur bilmiyorum bir fark göremedim.

Eski sevgili şottu ise salağın önde gideni, hatta ödül alanı!
Sevdiği insanı ısırırmış, Eun Jae'nin dediği gibi "köpek" midir nedir anlamadım. O havuzda boğulaydı ne memnun olurdum anlatamam.


Teyze ise benden kocaman bir "YUUUUUHHHH" alıyor, gelmişl 170 yaşına hala genç ve çıtırlarda gözü var. Len sen adama göz diktiğinde allah bilir daha bıyıkları terlememişti onun, seni sübyancı sapık seni! Bunun kendi çocuğu bile olsa "aman bana muhtaç olsun ben bakim ona" diyerek kolunu bacağını keser bebeğin...

hmmm başka da kimse kalmadı sanırsam bi gazeteci vardı ilk başlarda sevmedim sonra alıştım ama öle büyük bi aşk yaşamadık :D
Barmen velet vardı, ahh tipi 10 numaraydı ama burnu da hep olmaması gereken yerlerdeydi :D

Neyse uzun yazının karı, siz siz olun bu diziyi kaçırmayın, gülmek eğlenmek, aklınızı sıkıntılarınızdan uzaklaştırmak istiyorsanız ve bu yaz sıcağında tam da aşk havasındayken ne izlesem diyorsanız alın size dizi "WILD ROMANCE" kaçmaz benden sölemesi.

Bir kaç sevdiğim sahnenin replikleri ile bitireyim yazıyı bari ;)


"  Moo Yul - Seni öldürmek isteyen ve sana yakın olan birinin olduğunu düşündün mü hiç?
Eun Jae - Evet.
Moo Yul - Şimdiden söyliyeyim ben sana yakın biri değilim.
Eun Jae - O zaman yok. "



Dong Su - Sanırım sebzenin cilde iyi geldiği doğru, keşişin cildine baksana ne kadar güzel.
Moo Yul - Güzel olsa ne olur, kimseyle çıkamadıktan sonra. "





" Mo Yul - Neden o pisliğe cevap vermedin, her zaman bana meydan okurdun!
Eun Jae - Sana ne demeli? Her zaman beni Martı Kafa diye çağırıyorsun ama başkası diyince...
Moo Yul - Ben başkasıyla bir miyim?
Eun Jae - Ne farkı var ki?
Moo Yul - Her neyse sana yalnızca ben kötü davranabilirim, başkası davranamaz. Bundan hoşlanmıyorum.  "



Yoo Eun Jae - Yumruğunu kullanma, beynini kullan. Beynin yakında küf tutacak.  "




"Yoo Eun Jae - Dong Ah, bir erkek sana ne zaman seksi görünmeye başlar?
Dong Ah - Her zaman.   "



" Kim Tae Han - Kabil Habil'i öldürdü çünkü onun daha çok sevildiğini düşünüyordu.
Park Moo Yul - O ikisi kim ki? Beyzbol oyuncusu mu?
Yoo Eun Jae - Seni cahil.
Park Moo Yul - Ne? Onları tanıyor musun sanki? Sen de bilmiyorsun. Kimler hadi söyle bakalım.
Yoo Eun Jae - En azından beyzbol oyuncusu olmadıklarını biliyorum.  "



Bi kaç da resim ii gider :)











Puan Tablosu;

Konu - 10
Karakterler - 10
Oyuncular - 10
Son - 9 (ne giderdi bunların aşkını izlemek biraz daha uzayabilirdi)

Toplam Puan; 10 - kaçıranı kaçırsınlar